Erdemler Üzerine Blog Yazılarımız

Minnettarlık

     Minnettarlık “Hayatı yaşamanın iki yolu vardır; Biri hiçbir şeyin mucize olmadığını düşünmek diğeri her şeyin mucize olduğunu düşünmektir.” Albert Einstein      Uyandığımızda aklımızdan geçen ilk düşünce nedir?      Gece uykuya dalmadan önce neydi aklımızdan geçen?      Araba kullanırken, yürürken, yemek yerken ya da birileri ile konuşurken?      Gökyüzündeki beyaz…

Devamını oku

Gerçeği Aramak

     Gerçeği ( Hakikati ) Aramak      TDK sözlüğü gerçeği; el ile tutulup göz ile görülecek biçimde tam anlamıyla var olan, varlığı hiçbir biçimde yadsınamayan, bir durum, bir olgu, bir nesne ya da bir nitelik olarak var olan olarak tanımlar.      Tarih boyunca filozofların, bilgelerin, sufilerin ya da ne isim verirsek verelim…

Devamını oku

Eminlik

     Eminlik      ‘Erdemler Sözlüğü’nde[1] eminlik erdeminin tanımı şöyle belirtilmiştir: “Şüphesi olmamak”; “Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu ve kuşkuları yenmek.”      Şüphe etme, kararsızlık, kuruntu ve kuşku durumları, insanın en temel psiko-sosyal ihtiyaçlarından olan kendine güven ve inanma eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Kendisini zorlayan sınırlarıyla karşılaştığında onların üstesinden gelebilecek…

Devamını oku

Duyarlılık

     Duyarlılık      Duyarlılık kelimesi etimolojik olarak incelendiğinde, hissetmek, anlamak, fark etmek anlamlarına gelir. Bir erdem olarak ise duyarlılık çevremizde olup biten şeylerin içimize nüfuz etmesine izin vermektir. Herkesin kabul edeceği gibi insanın canını en çok kendi başına gelen felaketler acıtır, kaygı yaratır, sonuçlarına karşı önlem almak ister, söz konusu diğerleri olduğunda ise…

Devamını oku

Asalet

     Asalet      Asalet kelimesi, Arapça Aṣl kökünden gelen “aṣālat أصالة köklü olma, esaslı ve sağlam olma, soylu olma” sözcüğünden gelir. Arapça ˀaṣl أصل “kök, soy” sözcüğünün mastarıdır.      Asalet kişinin kendi içinde değerli olma, saygı ve etik davranışlar görme hakkıdır. Aydınlanma çağının vazgeçilemez (ya da devredilemez) haklar kavramının bir uzantısı olarak…

Devamını oku

Alçakgönüllülük

     Alçakgönüllülük      Kibre Karşı “Alçakgönüllülük” Bir Deva Mıdır?      Günümüzde, herkesin her şeyi bildiği bir dönemde yaşıyoruz. İnternet mi yoksa medya mı yoksa insanoğlunun binlerce yıldır biriktirdiği bilgi ve tecrübeler mi buna sebep oldu? Veya hepsi birden…      Nasıl bu kadar yayıldığından ziyade, bu kısa denemede, “adına çokbilmişlik/küstahlık veya kibir…

Devamını oku

Affetmek

     Affetmek       Doğa, ilerleyişin doğal bir yolunu keşfetmiş gibidir. Su, kendini akarak temizler. Mevsimler, yeniden yaza gebe kalmak için kışın her türlü soygununa göğüs germek ve kışa hiç bir meyve ya da yaprak dahi taşımamak gerektiğini bilirler. Hayvanlar av mevsimi bittiğinde öfkenin gücüne ihtiyaç duymaksızın ormanın derinliklerinde huzurla var olabilecekleri bir köşe…

Devamını oku

Yüce Gönüllülük

     Yüce Gönüllülük “Dalgaların çarpıp kırıldıkları yüksek bir kayaya benze. O, hiç sarsılmadan dururken köpüren sular, sakinleşmek için yine ona gelirler.” Marcus Aurelius      Yazıya Stoacı filozof, imparator Marcus Aurelius’un içinden yüce gönüllülük taşan bu sözü ile başlamak istedim çünkü yüce gönüllüğe sahip olmasak bile nasıl bir şey olduğunu anlamak açısından çok güzel bir…

Devamını oku

Yorulmazlık

     Yorulmazlık      Hareket hâlindeki her canlı enerjisi bittiğinde yorulmaktadır ve dinlenme ihtiyacı duymaktadır.  Bu şekilde düşündüğümüz takdirde yorulmamak mümkün mü?      Konuya farklı bir açıdan bakarsak belki de yorulmamanın hatta ebedi genç kalmanın formülünü bulabiliriz.      Bir insan düşünün uzak diyarlardaki çocuklarına, eşine kavuşmak için vadileri, dağları, ormanları aşması, günlerce…

Devamını oku

Yakınmamak

     Yakınmamak      “İnsanları üzen şey eşyalar ve olaylar değildir, bunlar hakkında sahip oldukları düşüncelerdir”      Stoacı filozof Epiktetos, yaklaşık iki bin yıl önce bize hediye ettiği bu fikirle insanı üzen, endişelendiren, onun yakınmasına neden olan fikirlerin dışsal koşullardan ziyade kişinin kendi içsel ve bilişsel sürecinin bir sonucu olduğuna işaret eder.  …

Devamını oku

Uyanıklık

     Uyanıklık      Geceyle gündüz arasındaki fark gibi, dalgınlık ve uyanıklık arasında bir karşıtlık bulunur. Bazen yalnızca duygu ve düşüncelerimize odaklanarak dış dünyada var olmaya çalıştığımızda bir uyumsuzluk hâli içerisine gireriz: Bu uyumsuzluk olmakta olan olayların zihnimizde o an kurduklarımız ve içinde yaşadığımız duygular ile paralel olmaması durumudur. Bu ikilem içerisinden uzun süre…

Devamını oku

Telafi Etmek

     Telafi Etmek      Bir şeyin olumsuz etkisini veya sonucunu başka olumlu bir etki ile yok etmek, karşılamak, dengelemek, yerine koymak, düzeltmek anlamında kullanılır. Telafi etmek ya da kefaret ödemek;  felsefi, dini veya psikolojik olmak üzere birçok açıdan incelenen bir kavramdır.      Neden telafi etmemiz gerekir?      Tarih boyunca bu soru,…

Devamını oku

Sağduyu

     Sağduyu      Herkes zor zamanlarda doğru kararlar verebilmeyi, en uygun çözümü görebilir olmayı ister. Ancak bu erdeme ulaşmanın yolu o kadar da kolay değil ki, düşünürler az görülen bir erdem olduğunu söylüyorlar. Nedir bu sağduyu?      Her erdem gibi insanda bulunan ama ortaya çıkarılmayı bekleyen bir erdemdir. Bir erdemin ortaya çıkabilmesi…

Devamını oku

Ödev Bilinci ile Hareket Etmek

     Ödev Bilinciyle Hareket Etmek      Ödev ne demek?      Neden ihtiyacımız var?      İnsan başka hangi motivasyonlarla hareket eder ki?      Bu ve benzer soruların ardı arkası kesilmiyor. Özellikle günümüz hayatında… Bizim gibi, ortaokul lisede dinlediğiniz müziklerin, artık Nostalji radyolarında çalındığı yaşlardaysanız hele, insanı harekete geçiren motivasyonların, bu kadar…

Devamını oku

Onur

     Onur      İnsanlık tarihi boyunca felsefi, teolojik, toplumsal ve hukuksal boyutları ile varlığını sürdüren onur kavramının, tanımlanması ve sınırlarının belirlenmesi oldukça zordur. Onur en geniş çerçevesi ile felsefi bir ‘değer’ olarak sınıflanabilmektedir.      Birçok filozof, yazar, kitaplar onur kavramını “insanın değerliliği” ile ilişkilendirmektedir.      Onur kelimesi Fransızca kökenli olup, şeref…

Devamını oku

Mertlik

     Mertlik      “Selam almayana yiğit denir mi?” şarkı sözünü hatırlayarak sevgili ve saygıdeğer Barış Manço’ya selam olsun diyerek başlayalım. Kültürümüzün sözlü-yazılı edebiyat geleneğinde bahsi geçen “yiğit” ve “mert” kelimelerine o kadar sık rastlanır ki eksikliği adeta tuhaf gelir bizlere. Yaşar Kemal için çok açıktır durum “İnsanoğlu yiğit yaratıktır… İnsanoğlu mert, onurlu yaratıktır”[1]…

Devamını oku

Kendilik & Kusur Aramamak

     Kendilik & Kusur Aramamak      İnsan ve kendinin hikâyesi yaşam boyu süren bir yolculuktur. Hikâyenin unsurları olan insan da kendi de zaman içinde şekillenir. Önce insanın merkezindeki birlikten dışa doğru hareket ile Kendilik kavramının oluşumu gerçekleşir. Ardından “Ben kimim?” sorusu ile bu kez dıştan içe doğru, kendilikten insan olmanın derinliklerine yolculuk başlar.…

Devamını oku

Kırılganlığı Yenmek

     Kırılganlığı Yenmek      Neden bahsettiğimizi anlamanın en iyi yolu o şeyin tanımını kavramsal olarak zihnimizde oturtmaktır, bu nedenle yazıma kırılganlığın tanımını yaparak başlamak istiyorum.      Türk Dil Kurumu “kırılgan” kelimesini “kolay ve çabuk kırılan” , “kolay ve çabuk gücenen” olarak, kırılganlık kelimesini ise “kırılgan olma durumu” olarak tanımlar.      Latin…

Devamını oku

Değeri Yüceltmek

     Değeri Yüceltmek      Yıllar önce bir seminere katılmıştım. Seminerin konuşmacısı, katılımcılardan ellerine bir kâğıt kalem alıp şöyle yazmalarını istemişti : “Ben değerliyim”      Katılımcıların genelinde hoş bir tebessümün oluştuğunu ve ekseriyetle bu çalışmanın anlamlı bulunduğunu hissettiğimi hatırlıyorum. Sonra konuşmacı devam etti : “Şimdi de kâğıda şunu yazmanızı istiyorum: Ben ÇOK Değerliyim.”…

Devamını oku

Kendi İşini Kendi Görmek

     Kendi İşini Kendi Görmek “Kurda sormuşlar boynun neden kalın? Kendi işimi kendim gördüğüm için demiş.” Türk Atasözü        Yaşamlarımızdaki en değerli hikâye, bedelini kendimizin ödediği hikâyelerimizdir. Hayatın temel yasası olan; alma-verme dengesiyle oluşmaktadır. Her şey zıddıyla birlikte içimizde ve dışımızda işleyen gücümüzü besleyen hayatın yasasıdır. En temeli hava-soluk bir ritim içinde…

Devamını oku

İhtiyat

     İhtiyat      İhtiyat, Arapça kökenli Türkçeye yerleşmiş sözcükler arasındadır. TDK sözlüğünde ihtiyat, “herhangi bir konu için ileriyi düşünmek, ölçülü davranma ve sakınma” şeklinde yer almaktadır. İhtiyat kelimesinin sözlük anlamından “sakınmak, ölçülü davranma ya da farklı konular için ileriyi düşünerek buna göre davranmak” anlamları çıkmaktadır.      Başka bir tanımı; ihtiyatlı davranmak “Herhangi…

Devamını oku

Güler Yüzlü Olmak

     Güler Yüzlü Olmak      Dünya üzerinde belki de hiçbir açıklamaya gerek duymayan, her yerde ortak bir karşılık bulabilecek bir şeydir gülümsemek ve güler yüzlü olmak. Kelimeyi duymak bile yüzümüze bir gülümseme yerleşmesine vesile olabilmektedir. Bazen bize güler yüzlü davranan bir insanı hatırlarız, bazen de bizim yüzümüze gülümseme yerleştiren iç nedenleri…    …

Devamını oku